BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI
Hastalara Bilgiler
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları (ÜSYE)
 
Doç. Dr. İsmail YILMAZ
 
ÜSYE özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde toplumda önemli bir sağlık sorunu haline gelen bir hastalık topluluğudur. ÜSYE; burun, paranazal sinüs, farinks, larinks, trakea’nın akut enfeksiyonunu tanımlayan non-spesifik bir terimdir. ÜSYE akut rinit ve rinosinüzit olarak tanımlanan nezle ve burun-sinüs iltihapları, akut tonsillit denilen bademcik iltihabı yanında akut farenjit, larenjit, krup ve soğuk algınlığı gibi geniş bir hastalık gurubunu kapsar. Bunların dışında asıl olarak çocukları etkileyen ve akut otitis media olarak adlandırılan orta kulak iltihabı bu guruba komşuluk yoluyla dahil olmakla birlikte daha çok kendi başına anılır.
Toplum kökenli olmak koşulu ile soğuk algınlığı, nezle ve akut tonsillofarenjit enfeksiyonlarında daha çok viral etkenler önde gelirken, orta kulak iltihabı ve sinüzitler daha çok bakteriyel hastalıklar olarak bilinirler. ÜSYE nedeni olabilen 200’ün üzerinde virüs tanımlanmıştır. Bu tip virüsler doğrudan temasla yayılabilen son derece bulaşıcı tiplerdir. Bulaş yolları arasında en sık el sıkışma, yiyecek ve içeceklerin paylaşılması, öpüşme, öksürük ve hapşırık gelir. Virüs bulunan bir elin göz, burun ve ağıza teması ile kişiye hastalık bulaşabilir.
 
Bu hastalıkların ortak yönü yüksek ateş, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal, başağrısı gibi genel enfeksiyon belirtileridir. Bu belirtilerin yanı sıra orta kulak iltihaplarında kulak ağrısı ve akıntısı, işitme azlığı, çınlama, baş dönmesi; burun enfeksiyonlarında burun tıkanıklığı, akıntısı ve kaşıntısı, hapşırma; boğaz enfeksiyonlarında ise boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, öksürük, boyunda şişlik gibi ek belirtiler bulunabilir.
 
Orta kulak iltihabının tedavisinde uygun bir antibiyotiğin yanında dekonjestan ve antihistaminikler ile destek tedavisi verilir. Ağrının çok şiddetli olduğu durumlarda orta kulaktaki iltihabın kulak zarına açılan bir delikten boşaltılması rahatlama sağlayabilir. Özellikle yılda dörtten fazla orta kulak iltihabı geçiren çocuklarda kemoproflaksi (uzun dönem yarım doz antibiyotik tedavisi) ya da havalandırma tüpleri yerleştirilmesi gündeme gelebilir. İnfluenza ve pnömokok aşılarının uygun dönemlerde yapılması hastalık sıklığını azaltabilir. Orta kulak iltihabına sık yakalanan çocuklarda pasif sigara içiciliği, kreş ve anaokulu ortamı ile alerji konularında önlemler alınması yararlı olacaktır.
 
Sinüzitlerin tedavisi ise temelde antibiyotik kullanılmasına ek olarak burun açıklığı ve sinüslerin drenajı için dekonjestan ve çeşitli tuzlu su solüsyonlarının kullanılmasından ibarettir. Astımı olan hastalar sinüzit gelişimi açısından daha duyarlıdırlar. Sigara içimi sinüzite yatkınlık yaratır. Allerjik hastalarda alerji tedavisinin yapılması sinüzit atak sayısı ve şiddetini azaltacaktır.
Viral tonsillit ve farenjitler daha çok öksürük, karın ağrısı, ishal gibi yan belirtilerle bakteriyel olanlardan ayırt edilebilir. Tedavilerinde bol sıvı gıda alımı yanında parasetamol, ibuprofen ve antiseptikli gargaralar kullanılabilir. Bu tedavi ile belirtilerin gerilemediği veya başlangıçta bakteriyel etken düşünülen veya boğaz kültürü sonucunda streptokok bakterisi (beta mikrobu) tespit edilen hastalarda penisilinler başta olmak üzere antibiyotik tedavisine başlanır. Sigara ve alkol kullanımı, çevresel etkenler ve uygunsuz antibiyotik kullanımı tonsillofarenjit için risk faktörleridir. Bu etkenlerden kaçınılması enfeksiyon tekrarını önleyecektir.
Akut larenjit ve krup (laringotrakeobronşit) ses kısıklığı, yutma güçlüğü yanında özellikle çocuklarda ve geceleri olan hırıltılı solunum yakınmalarına neden olur. Bakteriyel etken düşünülmediği sürece semptomatik tedavi ile desteklenen larenjitin en iyi tedavisi ses istirahatidir. Hafif krup evde nemlendirme, sıvı alımının artırılması ve dinlenme ile geçirilebilirken, ciddi krup olgularının hastaneye yatırılması gerekir.
 
Soğuk algınlığı ve nezle temelde viral ajanlarla ortaya çıktığı için tedavileri hastalık belirtilerinin bastırılmasına yönelik düzenlenir. Sıvı gıda alımının ve vitamin içeren taze sebze ve meyvelerin tüketiminin artırılması, ilaç olarak parasetamol, dekonjestan ve antihistaminiklerin kullanılması yeterli olur.
 
Sonuçta tüm ÜSYE’den korunmada enfeksiyon riski yüksek ortamlarda göz, burun ve ağıza el ile dokunmaktan kaçınılması, aktif/pasif sigara içiminin önüne geçilmesi, özellikle ÜSYE yatkınlığı olan çocukların kreş ve anaokulu gibi kalabalık ortamlardan uzak tutulması ve sonbahar mevsimi başlangıcında influenza (grip aşısı) ve pnömokok aşılarının yapılması önleyici-koruyucu tedbirler altında sayılabilir. Hastalık durumunda sıvı gıda ve C vitamini içeren taze sebze ve meyve tüketiminin artırılması halsizlik, iştahsızlık, bulantı gibi genel belirtileri azaltacak, vücut direncini artıracaktır. Gerekli hastalara antibiyotik tedavisinin bir an önce başlanması olası komplikasyonların önüne geçecektir. Özellikle 16 yaşın altındaki çocuklarda yüksek ateşin düşürülmesi amacı ile aspirin kullanımından (yağlı karaciğer hastalığı gelişimine yol açabilmesi nedeniyle) kesinlikle kaçınılmalı, bunun yerine parasetamol ve ibuprofen gibi ilaçlardan yararlanılmalıdır.
© Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı. Her hakkı saklıdır. İletişim: Doç. Dr. Evren Hızal drevren@gmail.com